Beyin Bilgisayarlara Bağlı Olursa Düşünceler Okunabilir mi?
Beyin-bilgisayar arayüzleri üzerine yapılan araştırmalar aslında yeni değil. İnsanlığın bu merakı bilim kurgu filmlerine bile yansımış; hem de 30 yıl önce. bahsettiğimiz bu film Matris.
Filmin yazımız için değerli olan kısmı insan beyninin bilgisayar arayüzleri ile yapay zeka tarafından bağlanıyor ve kontrol ediliyor. Kaos ve savaş insanların daha çok ilgisini çektiği ve daha çok izlendiği için sinemaların genelinde hep felaket senaryoları görürüz. Peki bu durumun iyi bir tarafı yok mu?
Beyin-bilgisayar arayüzleri her türlü sinyalle uyarılabilir.
Zihinde gerçekleşmesi amaçlanan hareketlerle ilgili sinyalleri algılayan, analiz eden ve ileten bilgisayar tabanlı sistemler, beyin-bilgisayar orta yüzüveya beyin-makine orta birimi.
İngilizce karşılığı Brain-Computer Interface (BCI) olan bu teknolojiler prensip olarak her türlü beyin sinyaliyle kullanılabilirler. Beyne yerleştirilen çip implantlar veya kafa derisine takılan elektrotlar sayesinde söz konusu sinyaller yakalanabilmektedir. Ne olduğunu açıkladıktan sonra kullanımlarına bakalım.
Kullanılabileceği birçok alan vardır.
Beyin-bilgisayar arayüzleri aracılığıyla felçli hastalar taşınmaz uzuvlar Kontrol edebilseler iyi olur değil mi? Bu arayüzler ile bu durumun sağlanabileceği düşünülmektedir. Şu anda istenilen aşamaya gelmemiş olsak da MIT’deki araştırmacıların buna çok yakın olduğunu söyleyebiliriz.
Videoda görüldüğü gibi robot ele gönderilen sinyallerde elin algıladığı ancak yerine getirmediği sinyalleri gerçekleştiriyor. Ancak felçli kişilerde birden fazla kez sinyallerin hasarlı organa hiç ulaşamaması ya da oradan beyne hiç sinyal gelmeyebilir ya da çok az sinyal gelebilir. Bu yüzden şu anda tam olarak kullanılamıyor.
Beyin-bilgisayar arayüzlerinin bir diğer faydasının da askeri alanda olduğu düşünülüyor. Geliştirilen bu arayüzler sayesinde birbirinden çok uzaktaki askerler, beyinlerindeki cihaz sayesinde birbirleriyle hızlı bir şekilde bağlantı kurabilecekler. kritik anlarda daha hızlı ve daha doğru karar verme daha kolay olacak. Ayrıca duygularını, özellikle de kaygılarını kontrol etmek için kullanabilecekler. Diğer olağan yönü, kilometrelerce ötedeki askeri silahları kontrol etmek ve kullanmak olacaktır.
Tüm bunlardan bağımsız olarak, teknolojinin bu haliyle ilerlemesinin doğal sonucu, beyni daha iyi tanımak oluyor. Beynin karmaşıklığı ve insan zekasının gizemi anlaşılır hale gelir. Peki son olarak iki kişi beyinlerini bir bilgisayara bağlasalar internet üzerinden birbirlerinin fikirlerini okuyabilirler mi?
2017’de kaybettiğimiz ünlü fizikçi Stephen Hawking’in bilgisayarını hatırlarsınız. Orada Stephen, bilgisayarın konuşabilmesi için önce göz hareketleriyle yazması gerekiyordu. Şimdi oradan bir adım öndeyiz. Columbia Üniversitesi’nden araştırmacılar, arayüz aracılığıyla beyin dalgalarını seslendirmeyi başardılar. Arayüzler, beyin dalgalarınızı inceleyerek, düşüncelerini dile getirebilmekseviyelerde bulunuyorlar.
Başka bir deneyde, insanoğlunun ortasında bir ilaç beyin-beyin arayüzü insanlardan gerçek zamanlı olarak bağlantı kurmalarını ve bir görevi çözmelerini istemek için oluşturuldu. BrainNet adı verilen bu sistemde denekler bilgisayarlara bağlıydı ama fiziksel olarak birbirlerinden kilometrelerce uzaktaydılar. Deney başarılı oldu. Denekler birbirleriyle bağlantı kurdular ve Tetris gibi bir oyun oynadılar.
Deneyin sonuçları oldukça etkileyici değil mi? İki kişinin beyni, akıllarının niyetlerini ve duygularını birbirleriyle paylaşmaktır. bağlantı kanalı şekillendirme Deney sadece üç kişi ile yapıldığından, büyük sonuçlar birbirine bağlanamasa da ilk olması açısından değerlidir.
Tüm bu araştırmalar, düşünceleri okumanın aslında mümkün olduğunu gösteriyor. Ancak bu teknolojinin kullanımı çok yeni olduğu için artık tamamen ne kadar gerçek ve sağlamBununla ilgili birçok soru işareti var.